Makaleler
YENİ YATIRIM TEŞVİK SİSTEMİ
Uluslararası ticarette Türkiye’nin korumacılık politikası 1980’lerde esneklik göstermeye başlamıştı. Dış ticarete yönelik teşviklerin artırılması, özelleştirmeler, ihracatı teşvik ve ithal ikameci yaklaşımın Türkiye saflarına yansıması 1980 darbesinden sonra ekonominin neo-liberal tutuma geçişini destekler nitelikteydi. Yerli ve yabancı yatırımı desteklemek için uygulanan politikalar 30 yılı aşkın süreden beri günümüze kadar gelip, Türkiye’nin uzun vadede ki hedeflerinde kararlı olduğunu göstermiştir. 5 Nisan 2012 tarihinde açıklanan “Yeni Teşvik Sistemi” Türkiye’nin 2023 yılında 2 Trilyon Dolar Milli Gelir hedefini destekler nitelikte. Peki, ama nedir bu yeni teşvik sistemi?
Devletin sunduğu teşvik sistemi eksik olan teknoloji, istihdam ve sanayi envanteri gibi unsurların tamamlanarak ülkedeki sanayileşmeyi ve ilerlemeyi artırmayı hedeflemektedir. Bunun içinde yatırımcıların önündeki bazı ekonomik engelleri asgari düzeye indirerek üretimin ve dolayısıyla ülke bazındaki istihdamın artarak hem genel çaptaki sorunların, hem de küresel çapta eksik olan teknolojik gelişmişliğin teşvik edilerek artırılması gerekmektedir. İşte bu noktada eksiklikleri düzeltilmiş yeni teşvik sisteminin birçok açıdan hem yatırımcıya cazip teklifler sunduğu, hem de gelişmişlik seviyeleri az olan bazı bölgelerin kalkınmasına yönelik hamlelerle tutarlı olduğu aşikârdır. Bu bakımdan yeni teşvik sistemi 4 ana unsurdan oluşuyor. İlki; asgari yatırım tutarını sağlamak ve desteklenecek yatırım konularını kapsamak koşuluyla tüm yatırımlara KDV istisnası ve Gümrük Vergisi Muafiyeti sağlayan genel teşvik uygulamaları. Yani bölge ayrımı yapılmaksızın KDV ve Gümrük Vergisinden yatırımcıları muaf tutan en geniş kapsamlı teşviklerden ilki.
İkincisi sosyo ekonomik açıdan gelişmişlik seviyelerine göre il bazlı harita düzenlenerek ayrılan ve derecelerine göre desteklenecek olan 6 bölgeyi temsil eden bölgesel teşvik uygulamaları. Eski sistemde gelişmişlik seviyelerine göre 4 bölgeye ayrılan Türkiye, yeni teşvik sisteminde gelişmişlik seviyeleri daha tutarlı 6 bölgeye ayrılmış durumda. Sosyo-ekonomik seviyelere göre değerlendirilen iller sınıflandırılarak yeni sistemde özellikle sanayileşmenin ve istihdamın az olduğu bölgelere daha cazip desteklerle bu sorunların çözülmesi hedeflenmiştir. Sanayileşmeyi ve büyümeyi hedeflerken neredeyse bir asırdır devletin vurdumduymazlığı ve terör gibi unsurlarla unutulan Doğu bölgeleri bu sistemle sanayileşmenin kapılarını yatırımcılara yüksek oranlarla aralamıştır. Bunun sebebi 6 bölgeye ayrılan ülkenin en az gelişmiş 15 ilini kapsayan ve yapılması planlanan yatırımlarda en avantajlı unsurların ve teşviklerin desteklendiği 6. bölge yatırım yapılması için en uygun bölge olmuştur. Kısaca özetlemek gerekirse, büyük ölçekli yatırımlarda ve bölgesel yatırımlarda en yüksek vergi indirimi desteği, yeni sistemle 5 puan artırılarak düzenlenen yatırıma katkı oranını bölgesel teşvik uygulamalarında %55, büyük ölçekli yatırımların teşvikinde ise %65e çıkartarak, ayrıca yatırım teşviklerinde uygulanacak olan faiz desteğinde en avantajlı tutara sahip olan bölge olarak Türkiye’nin 15 ilini kapsayan 6. bölge hem yatırımcılar hem de yerel halk için en avantajlı bölge. Bunların yanı sıra 6. bölgede yapılması planlanan yatırımlar sigorta primi işçi hissesi ve gelir vergisi stopajının asgari ücrete tekabül eden tutarı 10 yıl süreyle sadece bu 15 ili kapsayan doğu bölgesinde desteklenmesi uygun görülmüştür. Ayrıca her bölge yararlanabildiği gibi 6. bölge de KDV istisnası ve gümrük vergisinden muaftır.
Yeni sistemin üçüncü unsuru olan büyük ölçekli yatırımların teşvikinde eski teşvik sisteminde olduğu gibi teknoloji ve Ar-Ge kapasitesini artıracak ve uluslar arası arenada rekabet üstünlüğü sağlayacak büyük ölçekli yatırımlar desteklenmeye devam edilecektir. Dördüncü unsur olan stratejik yatırımların teşvikinde ise %50’den fazlası ithalatla karşılanan ara malları veya ürünlerin üretimine yönelik yatırımlar bazı kıstaslar göz önüne alınarak desteklenecek.
Sonuç olarak, sosyal devlet anlayışının gündemde yer almasından beri devlet teşviklerinin ekonomik ve sosyal gelişmemişlik sorununa çözüm olması bekleniyordu. Fakat bürokratik ve tutarsız unsurların engel teşkil etmesi yatırımcıların hevesini kırmak için başlı başına büyük bir sebep olarak görülebilir. Bunları göz önüne alırsak yeni teşvik sisteminin yatırımcıların ilgisini çekmekten öteye gideceğine kesin gözüyle bakabiliriz. Özellikle 6 bölgeye sağlanan destek unsurları göz önüne alındığında yapılması planlanan yatırımların hem yerel hem de genel anlamda çözülememiş olan doğu ve güneydoğu bölgesindeki ekonomik ve sosyal problemlere uzun vadede deva olacağı aşikârdır. Uzun zamandır yatırımcılar ve işverenler tarafından beklenen bu yeni teşvik sisteminin yasalaşması ve yürürlüğe girmesi şu an için belirsiz bir tarih olarak öngörülse de hem bu teşvikler sayesinde kalkınacak ve sanayileşecek olan iller hem de yatırımlarını avantaja dönüştürecek olan yatırımcılara büyük bir fırsat sağlandığı bir gerçektir. Bu fırsattan yararlanmak isteyen ve kazan-kazan politikasıyla ülkeyi kalkındırmayı hedefleyen yatırımcılara da yol göstermek ve yol haritalarını çizmek biz danışmanların işidir.
TUĞÇE KÜÇÜKÇAVUŞ
Yatırım Teşvik Uzmanı